Değerli basın mensupları, kıymetli hemşehrilerim, Bugün burada, geleceğimiz olan çocuklarımızın güvenliğini konuşmak için toplandık. Çünkü biz, çocuklarımızı kaderine terk etmeyeceğiz. Güvenli okul, güvenli gelecek demektir! Türkiye’de her gün yaklaşık 20..
Değerli basın mensupları, kıymetli hemşehrilerim,
Bugün burada, geleceğimiz olan çocuklarımızın güvenliğini konuşmak için toplandık. Çünkü biz, çocuklarımızı kaderine terk etmeyeceğiz. Güvenli okul, güvenli gelecek demektir!
Türkiye’de her gün yaklaşık 20 milyon evladımız okula gidiyor. Ancak, mevcut sistem bu çocuklarımızın güvenliğini sağlamada ne yazık ki yetersiz kalıyor. Özellikle deprem riski taşıyan okullar başta olmak üzere, eğitim kurumlarımızın büyük bölümü hala ciddi güvenlik açıkları barındırıyor. 6 Şubat depremlerinin üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın raporları bize gösteriyor ki, okulların çoğu hâlâ denetlenmemiş ya da yeterince güçlendirilmemiş durumda.
Değerli arkadaşlar, biz önlem almak için can kaybı bekleyen bir anlayışı asla kabul etmiyoruz! Geçmişte yaşadığımız Bolu Kartalkaya yangını, Aladağ faciası, okul servis kazaları… Bunların hepsi geç kalınmış önlemlerin acı sonuçlarıdır. Biz artık geç kalmak istemiyoruz. Bizim evlatlarımızın canı, her şeyden kıymetlidir.
Fakat mesele sadece binaların sağlamlığı değil. Okullarımızda sadece fiziksel güvenlik değil, psikolojik güvenlik de alarm veriyor. PISA 2022 verileri açıkça gösteriyor ki, her dört öğrenciden biri akran zorbalığına maruz kalıyor. Zorbalık yalnızca mağduru değil, geleceği de zehirliyor. Bu yüzden biz, okul temelli önleyici programlarla bu sorunun üstesinden geleceğiz. Aileleri, öğretmenleri ve yerel yönetimleri de bu mücadeleye dahil edeceğiz. Başarılı uluslararası modelleri ülkemize uyarlayacağız.
Bir başka önemli konu da okul çevrelerinde artan şiddet ve madde bağımlılığı riski. Öğrencilerimiz kadar, öğretmenlerimiz de tehdit altında. Şiddete maruz kalan bir öğretmen, nasıl ilham verebilir? Emniyet verileri çok net: Lise çevrelerinde madde satıcılarının görülme oranı %32’yi aşmış durumda. Çocuklarımızı okul kapısında bağımlılığa teslim edemeyiz!
Bağımlılıkla mücadelemiz sadece madde ile sınırlı değil. Dijital bağımlılık da çocuklarımızı tehdit ediyor. TÜİK ve Yeşilay verileri, gençlerin %42’sinin sosyal medyada madde kullanımını özendiren içeriklere maruz kaldığını gösteriyor. Çocuklarımızı ekranların arkasında da korumak zorundayız!
Peki çözüm ne? Anahtar Parti olarak eğitim güvenliği konusunda kararlıyız. Somut adımlarımız şunlardır:
•Tüm okullarda depreme dayanıklılık ve yangın güvenliği zorunlu hale getirilecek, denetimler düzenli yapılacak.
•Akran zorbalığına karşı erken müdahale merkezleri kurulacak.
•Okul çevrelerinde kamera sistemi ve güvenlik görevlisi zorunlu olacak.
•Okul-Aile iş birliği güçlendirilecek, bağımlılıkla mücadelede seferberlik başlatılacak.
•Dijital bağımlılıkla mücadele için ulusal eylem planı devreye alınacak.
•Eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek amacıyla her okulda izleme ve önleme mekanizmaları kurulacak; öğretmenlere yönelik saldırılar kamu görevlisine karşı işlenen suç sayılacak.
•Öğrenci ve çalışan sayısına göre, her okulda yeterli sayıda özel güvenlik görevlisi istihdamı zorunlu hale getirilecek.
Değerli dostlar, bizim için bir tek evladımızın bile kaybı, koskoca bir ülkenin kaybıdır. Eğitimde güvenlik lafla değil, kararlı bir iradeyle sağlanır. Anahtar Parti olarak güvenli okulların, güvenli yarınların ve güçlü Türkiye’nin anahtarını elimizde tutuyoruz. Evlatlarımızı korumak için buradayız!
Hepinize teşekkür ediyorum.